Çikolata Hakkında
ÇİKOLATANIN KEŞFİ

Çikolatanın ilk çıkış noktasına bakarsak kakao çekirdeğini ve onu kullanan Aztekleri görüyoruz. 1590'lı yıllarda Amerika'nın keşfini takiben bu ürün İspanya'ya getirilmiş ve bir süre bu ülkede gizli tutulmuş. Daha sonra sıcak su ve baharat ilavesi ile bir tür içecek olarak kullanılmaya başlanmış.
1828 yılında, kakao çekirdeğinin öğütülmesi içindeki yağın azaltılması ve hatta alkalize edilmesi ile çikolatanın ilk adımı atılmıştır. Dolayısıyla çikolatanın temel girdileri olan kakao yağı kakao dediğimiz kitle ve kakao tozunun kullanımı ile 1860'lı yıllarda özellikle İlgiltere ve Almanya'da çikolata fabrikalarının faaliyete geçtiğini görüyoruz. Türkiye'de ise ilk çikolata fabrikası yabancı sermayeli olarak 1927 yılında Feriköy'de kurulmuştur. Avrupa'da 1860'larda üretime başlandığını dikkate alırsak, matbaa gibi çikolatanın da ülkemize yaklaşık bir 100 yıl geç geldiğini söyleyebiliriz.
Çikolata; özellikle kan şekerimiz düştüğünd, yani acıktığımızda, hızla kana karışır ve emilir. İyi bir çikolata kendini kokusu, rengi, parlaklığı ve kadifemsi dokusu ile belli eder. Ne çok acı, ne de çok tatlıdır. Ağıza götürüldüğünde kolayca erimeli ve dil üzerinde çikolatadan kaynaklanan pürüz hissedilmemelidir.
ÇİKOLATA VE SAĞLIK
Çikolata sadece muhteşem lezzetli bir yiyecek değil, aynı zamanda yararlı da. Çikolatanın kanseri önlemede, kalp hastalıklarını engellemede, bağışıklık sistemini kuvvetlendirmede rol oynadığı belirtiliyor. Aynı zamanda duygusal anlamda da kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor.
Yıllarca bir çok tartışmaya konu olan çikolatanın yararları artık bilim adamları tarafından birer birer kanıtlanıyor.
- Çikolata ve Akne: Geçtiğimiz yirmi yılda yapılan araştırmalar ortaya koymuştur ki çikolata ne akneye yol açar ne de mevcut akneyi azdırır.
- Çikolata ve Kafein Normal miktarlarda çikolata yiyen insanlarda yapılan kafein ölçümleri bu insanlardaki kafein oranının kafeinsiz kahve içen kişilerdeki kadar olduğunu ortaya koymuştur.
- Çikolata ve Diş Hastalıkları İçinde mayalanabilir karbonhidratlar bulunan besinlerin diş çürümelerine neden olduğu bilinen bir gerçektir. Çikolatada da mayalanabilir karbonhidratlar mevcuttur ama yapılan araştırmalar çikolatanın çürüyen dişlerden sanıldığı kadar sorumlu tutulamayacağını ortaya koymuştur.
- Çikolata ve Kilo Problemi Sanıldığının aksine kilolu insanlar fazla yemekten -özellikle de tatlı yemekten- değil hareketsizlikten dolayı kilo alırlar. Bir kalıp çikolatadaki kalori (Kcal) miktarı aslında sadece 210'dur. Bu da, çikolatanın düşük kalorili diyetlerle çelişmeyen bir besin olduğunu ortaya koyar.
- Çikolata, Kakao ve Kolestrol Araştırmalar, kakao yağının kandaki "mevcut" kolestrol düzeyinin yükselmesine neden olmadığı ispatlamıştır. Bunun da nedeni içerdiği yüksek stearik asit (içyağı asidi) içeriğidir. Kolesterol'ün hayvan hücresinde bulunan bir madde olduğundan habersiz birçok insanın bizzat çukulatanın kolesterol ihtiva ettiğini düşünmesi ise bu konudaki en yaygın yanlış bilgilerden biridir.
- Öksürüğe Karşı Çikolata 23 Kasım 2004 İngiltere'deki Imperial College'e mensup bilim adamları, çikolatadaki theobromine adlı maddenin uzun süre iyileşmeyen öksürük vakalarına iyi geldiğini öne sürdü.
- Sıkı bir zeka için sütlü çikolata: Zeka düzeyinizi artırmak istiyorsanız sütlü çikolatadan vazgeçmeyin. ABD'deki Wheeling Jesuit Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmaya göre, çikolatanın içinde bulunan bazı maddeler beyni uyarıcı etkiye sahiptir.
- Siyah çikolata damarlar için faydalı: İsviçreli bilim adamlarının yaptığı araştırma, siyah çikolatanın damarlar için faydalı olduğunu ortaya koydu. Beyaz çikolata yiyenlerin damarlarında, pıhtı oluşumunda ve kandaki antioksidan oranında hiçbir değişikliğe rastlanmazken, aynı marka siyah çikolata yiyenlerin kan dolaşımının, çikolatayı yedikten 2 saat sonra daha iyi olduğu, bu olumlu etkinin 8 saat devam ettiği ve kandaki mevcut antioksidan oranının arttığı gözlendi.